
Meryem, sabahın erken saatlerinde Maltepe sahil yoluna indi. Elinde ince belli bardakta sıcak çay, gözlerinde uykusuz geçen gecelerin izi… İstanbul’un başka semtlerinde başlayan, ama nihayet Maltepe escort yeniden filizlenen hayatının düşüncesiyle sessizce yürüyordu. 34 yaşındaydı, ama yorgunluğu yaşıyla yarışır haldeydi.
Gençliğinde hayal ettiği şeylerin çok azı gerçek olmuştu. Çocuk yaşta evden kaçmış, hayata tutunmak için türlü işlerde çalışmıştı. Yalnızlık, güvensizlik ve kırılmışlık onun için artık alışıldık duygulardı. Ama Meryem’in içinde sönmeyen bir ışık vardı. Ne kadar yara alsa da o ışık hiç tamamen sönmemişti.
Maltepe’ye gelişi bir kaçış değildi. Aksine, geçmişle yüzleşmeyi göze aldığı bir yolculuktu. Daha önce Kadıköy, Fatih, Zeytinburnu gibi semtlerde kısacık umutlarla başlayan ama çabuk kararan dönemler yaşamıştı. Maltepe ise ona farklı gelmişti. Belki denize yakınlığı, belki insanların daha yavaş yaşaması… Sebebi ne olursa olsun, buraya ait hissediyordu.
Bir apartmanın bodrum katında küçük bir daire tuttu. Penceresi yoktu belki ama içi kendi elleriyle temizlediği kadar aydınlıktı. Mahalledeki fırında gündelik işe girdi. Sabahları simit tezgahına yardım ediyor, akşamları kalan ekmekleri komşu kedilere veriyordu. İnsanlar zamanla onu tanıdı; fazla konuşmayan ama gülümsemekten vazgeçmeyen bir kadın.
Bir gün mahalledeki bir afiş dikkatini çekti: “Maltepe Belediyesi Kadın Emeği Atölyesi – Ücretsiz Katılım.” Tereddüt etti ama sonunda kendini o sınıfa girdiğini fark etti. Burada dikiş dikmeyi, sabun yapmayı ve seramik boyamayı öğrendi. İlk başta yabancı hissetti ama sonra, diğer kadınlarla birlikte üretmenin verdiği güçle yeniden nefes aldı.
Kendi elleriyle yaptığı lavanta sabunlarını Maltepe escort sahilinde açılan pazarda satmaya başladığında, ilk müşterisinin “ellerinize sağlık” demesiyle gözleri doldu. Çünkü yıllar sonra biri onun emeğine değer vermişti.
Gün batımında sahildeki banka otururken içinden geçen cümle hep aynıydı:
“Her şeyin bittiği yerde, bazen hayat yeni başlar.”
Maltepe, onun için bir sığınak değil, bir dönüşüm alanıydı. Meryem artık geçmişini arkasında bırakmış, kendini var ettiği bir geleceğe doğru yürüyordu.