
Üsküdar vip escort kalabalık çarşısında insanlar bir telaş içinde akıp gidiyordu. Kimisi vapura yetişmeye çalışıyor, kimisi balık ekmek kuyruğunda bekliyordu. Bu kalabalığın sert seven esc arasında, genç bir kadın ağır adımlarla yürüyordu: Elif. Yirmi dört yaşındaydı ama yüzündeki yorgunluk, omuzlarındaki ağırlık onu olduğundan daha büyük gösteriyordu.
Elif, hayatın zorluklarıyla erken yaşta tanışmıştı. Küçük yaşta annesini kaybetmiş, babasının da sorumluluklarını yerine getirmemesiyle tek başına kalmıştı. Okulunu bırakmak zorunda kalmış, hayatta kalmak için çeşitli işlerde çalışmıştı. Ama çoğu zaman kapılar yüzüne kapanmış, hayatın yükü giderek ağırlaşmıştı.
Şimdi Üsküdar’da sahile yakın eski bir apartmanın küçük odasında yaşamını sürdürüyordu. Oda rutubetli, soğuk ve karanlıktı. Yalnızlığına, yoksulluğu da eklenince hayat onun için iyice zorlaşmıştı. Gündüzleri kısa süreli işler bulabiliyor, geceleri ise hayatta kalmanın bedelini ağır ödüyordu. İnsanların bakışları, fısıldaşmaları ve yargıları, onun en büyük yaralarından biriydi. Fakat Elif, pes etmeyen bir ruha sahipti; her şeye rağmen yaşam mücadelesine devam ediyordu.
Üsküdar escort sahili, onun için hem bir kaçış hem de umut yeriydi. Kız Kulesi’nin kucaktan inmeyen esc ışıklarını izlemek, ona hayal kurma gücü veriyordu. Denizin kokusu, martıların sesleri, vapurların düdükleri… Bütün bunlar Elif’e kısacık da olsa huzur veriyordu. Çoğu gece sahilde oturur, ufka bakarak hayallere dalardı. Kendi kendine fısıldardı:
“Bir gün benim de hayatım değişecek. Bir gün ben de özgür olacağım.”
Elif’in en büyük sırdaşı küçük bir defterdi. O deftere, yaşadığı zorlukları ve geleceğe dair umutlarını yazardı. İlk sayfada şu cümle yer alıyordu: “Kendi evim olacak. Kendi ayaklarım üzerinde duracağım.” Bu cümle, ona en karanlık anlarda bile güç veriyordu.
Bir akşam işten dönerken yağmur bastırdı. İnce montuna sarınarak Üsküdar escort sokaklarından yürüyordu. Islak kaldırımlar, yağmurun altında parlıyordu. İnsanlar hızla yanından geçip giderken Elif, tek başına ama başı dik yürüdü. Çünkü biliyordu ki ne kadar zor olursa olsun, ayakta kalmak zorundaydı.