Seda 28 yaşındaydı. Pendik escort sakin mahallelerinden birinde, küçük ama huzurlu bir dairede yaşıyordu. Her sabah işe gitmek için erkenden kalkar, güneşin ilk ışıklarıyla sahile doğru yürürdü. Denizin kokusu ve martıların sesi ona yaşamın zorlukları arasında umut vermeye devam ediyordu.
Seda, Diyarbakır’ın kırsal bir köyünde doğup büyümüştü. Çocukluğu hayallerle doluydu; okumak, şehri keşfetmek, özgür olmak istiyordu. Ancak ailesinin maddi durumu ve geleneksel bakış açıları yüzünden eğitimini tamamlayamadı. 18 yaşında zorla evlendirilmişti. Evlilik yılları boyunca sürekli şiddet gördü, sesini çıkaramadı. Kendini tamamen kaybetmiş, hayata dair umutlarını yitirmişti.
Bir gece, çocuklarının uyuduğu sessiz bir anda, cesaretini topladı ve evden kaçtı. İstanbul’a, Pendik’e geldi. Burada hiç tanımadığı bir yerde, yeni bir hayat kurmak için yola çıktı. İlk günler sokaklarda geçse de, Pendik escort Belediyesi’nin kadın destek merkezine ulaştı. Orada psikolojik destek aldı, meslek kurslarına katıldı.
Seda, aşçılık kursunu başarıyla tamamladıktan sonra küçük bir kafede işe başladı. Sabahları erken kalkıp hamur yoğuruyor, tatlılar yapıyordu.
Bir gün, iş çıkışı sahilde otururken içinden şöyle geçirdi:
“Geçmişim acılarla dolu ama ben bu şehre umutla geldim. Artık kendi hayatımı yazıyorum.”
Seda’nın gözlerinde artık kararlılık vardı. Küçük hayalleri büyük adımlara dönüşüyordu. Önünde zorlu bir yol vardı ama o pes etmeyecekti.
Bir yanıt yazın