Sevgi, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Çekmeköy escort kenar mahallelerinden birinde, yokuş yukarı yürüyordu. Üzerinde solmuş bir mont, elinde eski bir çanta… Ama adımları kararlıydı. Önünde uzun bir gün vardı; sabunlarını satmak, kirasını denkleştirmek, biraz da birikim yapabilmek için uğraşacaktı. Son iki yıldır Çekmeköy onun hem sığınağı hem de yeniden doğduğu yer olmuştu.
Sevgi otuz beş yaşındaydı. Hayatın ona sundukları, ne bir yuva, ne de bir huzur köşesiydi. Aksine, çok genç yaşta tanımadığı biriyle evlendirilmiş, yıllar boyunca seks baskıya ve şiddete maruz kalmıştı. İçindeki çığlıkları hep bastırmış, çevresine “iyiyim” demeyi öğrenmişti. Ama her gece, gözlerini kapattığında kendi sesini bile duyamayacak kadar yorgun hissediyordu.
Bir sabah, aynaya baktığında tanımadığı bir yüz gördü. Artık dayanacak gücü kalmadığını anladı. Birkaç parça eşyasını çantasına attı ve hiçbir plan yapmadan yola çıktı. İlk defa, gideceği yeri seçmeden bir adım attı. Metrodan rastgele indiği durak onu Çekmeköy escort getirmişti. Bu sakin semtte yürürken ormanın kokusunu içine çekti, bir banka oturdu ve “belki burada başlayabilirim” dedi sessizce.
İlk günler zor geçti. Kalacak yer yoktu, iş bulmak da kolay değildi. Ama şansı yaver gitti; bir cami avlusunda tanıştığı yaşlı bir kadın, onu yerel bir kadın vip destek derneğine yönlendirdi. Orada Sevgi ilk defa anlayışla karşılandı, ilk kez biri ona “yalnız değilsin” dedi. Atölyelere katıldı. Özellikle esc sabun yapımı ilgisini çekti. Bitkisel yağlar, lavanta özleriyle sabun üretmeye başladı. Her sabun kalıbı, onun için bir direnç simgesiydi.
Üretici pazarında ilk kez tezgâh açtığında heyecandan elleri titredi. Ama müşterilerin götten yüzündeki gülümseme ona cesaret verdi. Satışlar yavaş yavaş artmaya başladı. Kazandığı ilk ciddi parayla küçük, tek odalı bir ev tuttu. Kapısını içeriden kapattığında gözleri doldu. “Bu benim” diyebildiği ilk yerdi.
Bir yanıt yazın