
Gün henüz doğmamıştı. Çekmeköy escort arka sokaklarında sokak lambalarının solgun ışıkları altında sessizce yürüyordu Ceylan. Üzerindeki ince kaban, ayazı durdurmaya yetmiyordu ama onun alıştığı bir soğuktu bu. Dışarıdaki değil, içindeki soğuk daha yakıcıydı.
Ceylan 21 yaşındaydı. Henüz çocuk sayılacak yaşlarda hayatın çetin yüzüyle tanışmıştı. Tokat’ta doğmuş, yoksulluk içinde büyümüştü. Annesi hasta, babası ilgisizdi. Lise ikinci sınıfta okulu bırakmak vip zorunda kalmış, hem evin yükünü taşımış hem de kardeşlerine bakmıştı. Fakat bir gün, “artık burada nefes alamıyorum” deyip valizini alarak İstanbul’a kaçtı. Hayali büyüktü: çalışacak, para kazanacak, özgür olacaktı.
Ama İstanbul’un gerçekleri hayallerden farklıydı. İlk haftalarda bir tanıdığın yanında kaldı. Sonra bir kafede işe girdi, ama kazandığı para hem kiraya hem karnını doyurmaya yetmedi. Günler geçtikçe, çaresizlik artıyordu. Derken bir kadınla tanıştı. Kadın ona “gece çalışırsan, üç katı para kazanırsın” dedi. Ceylan önce reddetti. Sonra bir gün cebinde sadece bir simit parası varken, kabul etti.
İşte o karar, Ceylan’ı Çekmeköy seksi escort karanlık köşelerine hapsetti. Her gece başka bir müşteri, başka bir sokak, başka bir acı. Gözleri gülmeyi unuttu. Aynaya bakarken kendi yüzünü tanıyamaz oldu. Kimse onun adını sormaz, kimse nereden geldiğini merak etmezdi. O sadece bir “beden” olmuştu insanların gözünde. Ama Ceylan hâlâ içten içe “ben kimim?” sorusuna cevap arıyordu.
Bir sabah, işten dönerken parkta oturmuş bir kadınla göz göze geldi. Kadın ona küçük bir kâğıt uzattı. “Çekmeköy escort Kadın Dayanışma Merkezi. İstersen gel, sadece konuşuruz.” Ceylan önce önemsemedi. Ama o gün, ilk defa biri onu bir “insan” gibi görmüştü.
Ertesi gün merkeze gitti. Anlatması zor oldu. Ama yavaş yavaş içini döktü. Terapi almaya başladı. Ardından bir sığınma evine yerleşti. Kadınlara özel meslek oral edindirme kurslarına katıldı. Bir tekstil atölyesinde iş buldu. Başta zordu; hâlâ korkuları vardı. Ama artık geceleri değil, gündüzleri çalışıyor, kazandığı parayla kendi ayakları üzerinde duruyordu.
Bir yanıt yazın