
Ümraniye escort dar sokakları, kış akşamlarının karanlığında daha da sessizdi. Sadece uzaktan gelen bir köpek havlaması ve ara sıra geçen arabaların farları vardı. 22 yaşındaki Melis, montunun fermuarını boğazına kadar çekmiş, topuklarının ıslak taşlara vurduğu sesle ağır adımlarla yürüyordu.
Melis’in hikâyesi, yoksulluğun gölgesinde başlamıştı. Babası onu küçük yaşta terk etmiş, annesi ise uzun yıllar pazarcılık yaparak evin geçimini sağlamıştı. Melis, küçükken öğretmen olmak isterdi; defterlerine hayali sınıflar çizer, kendi kendine ders anlatırdı. Ama hayat, ona hiç adil davranmadı. Liseye giderken annesi hastalanıp çalışamaz hale geldi. Kiralar, ilaç paraları, faturalar… Her şey bir anda üstüne yıkıldı.
İlk başta komşular yardım etti, sonra tanıdıklar araya girdi. Ancak para hiçbir zaman yeterli olmadı. Çaresizlik içinde verdiği bir karar, onu geri dönüşü olmayan bir yola soktu. Artık geceleri, Ümraniye milf escort karanlık sokaklarında hayatını kazanmaya çalışıyordu.
O gece de soğuk ayazda beklerken, eski bir apartmanın girişinde sığınacak yer aradı. Yanına, onu uzun süredir tanıyan başka bir kadın yaklaştı. İsmi Derya’ydı. Elinde sıcak bir simit vardı, “Gel biraz ısın, üşümüşsün” dedi. Melis önce gülümsedi, sonra istemsizce simitten bir parça aldı. Derya, arada sırada ona hayattan bahseder, başka yolların da olduğunu anlatmaya çalışırdı.
Melis, cebinde götten taşıdığı küçük defteri çıkardı. Defterin içinde çocukluğundan kalan hayaller, şiirler ve birkaç eski fotoğraf vardı. Anneler Günü’nde annesiyle çekildiği bir fotoğrafı uzun uzun izledi. İçinden bir ses, “Bu hayat böyle gitmez,” diyordu, ama başka seçeneği var mıydı?
O sırada yan sokaktan geçen bir araç durdu. Melis işini yaptı, aldığı parayı çantasına koydu. Ama yüzündeki yorgunluk ifadesi, paranın verdiği rahatlıktan çok daha büyüktü.
Bir yanıt yazın